Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer’in takdim konuşmasından sonra söz alan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. İlhan Sağsen ana hatlarıyla, Avrupa Birliği’nin (AB) enerji politikası, Doğu Akdeniz’deki enerji güvenliği ve bunun uluslararası yansımaları konularına değindi. AB’nin ilk olarak ekonomik bir birlik olarak yola çıktığını ve yıllar itibariyle siyasi birlik olarak da gelişmeye devam ettiğini dile getirdi. Günümüzde AB modelinin en üst seviyede örgütlenmiş bir uluslararası organizasyon yapısı ile bir model olduğunu belirtti.
Seminerin devamında, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin enerji güvenliği açısından Doğu Akdeniz bölgesindeki önemini göstermeye çalıştı. Araştırmacı Dr. İlhan Sağsen Doğu Akdeniz’de enerji güvenliğinin sağlanmasında, öncelikle Kıbrıs’ta çözüme gidilmesi ve uluslararası hukuk ilkeleri temelinde hareket edilmesi gerektiği hakkında önemli bilgiler sunarak, çözüm olabilecek fikirlerini de paylaştı. Daha sonra Doğu Akdeniz’in bir havza olarak düşünülmesi, tüm kıyıdaşlarıyla beraber her aktörün çıkarlarının hesaba katılması ve bölgeye ortak bir iş birliği çerçevesinde bakılması gerektiğini de ekledi. Dr. İlhan Sağsen Doğu Akdeniz’in yarı kapalı bir deniz olduğunu ve en uzun kıyıya sahip ülkenin Türkiye olduğunu aktardı. Bu konuda Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesinin kapalı ve yarı kapalı denizlere kıyısı olan devletlerin haklarını kullanabileceklerini ama yükümlülüklerini yerine getirmelerini gerektirdiğini ve birbirleriyle işbirliği yapmak zorunda olduklarını bilerek hareket etmelerini gerektirdiğini dile getirdi.
Dr. İlhan Sağsen Doğu Akdeniz havzasında doğal gaz kaynaklarının keşfedilmeye başlandığı 2000’li yılların başından itibaren bölgede bir güç mücadelesinin başladığını ifade etti. Bu kaynaklar arasında 1,7 milyar varil petrol ve 122 trilyon metreküp gaz doğal gaz potansiyeli olduğunu bildirdi. Bu büyük potansiyelin hem bölge ülkelerinin hem de küresel aktörlerin ilgisini çektiğini vurguladı. Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacının yüzde 99’unu, petrol ihtiyacının da yüzde 89’unu dışarıdan karşıladığını da açıklayarak, ülkenin enerji güvenliği konusuna özel önem verdiğini ifade etti. Türkiye’nin bu çerçevede enerji güvenliği açısından bölgedeki çıkarlarının yakından takip ederek korunmasına yönelik politikalar yürüttüğünü dile getirdi. Bu noktada Yunanistan ve diğer ülkelerin aksine yayılmacı bir siyaset izlemek yerine sadece uluslararası hukuktan doğan haklarının korunmasına yönelik adımlar attığının altını çizdi.
Doğu Akdeniz’de faaliyet gösteren başlıca şirketler arasında ABD’li Exxon Mobil ve Nobel, İtalyan Eni, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Güney Koreli Kogas, İngiliz BG, İsrailli Delek ve Avner Katar Petroleum gibi şirketlerin yer aldığını vurguladı. Bu örnekten bile küresel ölçekte ülkelerin ve enerji devi firmaların bölgeye ilgisinin görülebileceğini ifade etti. Araştırmacı Dr. İlhan Sağsen Doğu Akdeniz’de bulunan ve bulunabilecek enerji kaynaklarının taşınmasında en güvenli yolun Türkiye üzerinden olduğunun altını çizdi.
Seminerin sonunda katılımcılar konuyla ilgili görüş alışverişinde bulundular. Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer, verimli ve faydalı geçen semineri için Dr. İlhan Sağsen’e teşekkür ederek çalışmalarında başarılar diledi.