Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği ve Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü iş birliğinde 16 Aralık Kazakistan Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık Günü anısına, “Bağımsızlığının 29. Yılında Kazakistan ve Yeni Dönem Şifreleri” ana temalı çevrimiçi panel gerçekleştirildi.
Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer’in moderatörlüğünü yaptığı “Bağımsızlığının 29. Yılında Kazakistan ve Yeni Dönem Şifreleri” panelinin açılış konuşmalarını yapmak üzere Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Abzal Saparbekuly ve Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Sayın Prof. Dr. Muhittin Şimşek panele katıldılar.
İlk olarak açılış konuşmasında bulunan Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Abzal Saparbekuly, öncelikle bu özel günün önemini vurguladı ve panele emek veren herkese teşekkürlerini iletti. Sayın Büyükelçi Abzal Saparbekuly konuşmasında, Aralık ayının Kazakistan tarihi bakımından çok önemli bir ay olduğunu belirtti. 5-13 Aralık 1917 tarihlerinde Orenburg şehrinde 2. Kazak Kurultayı’nın yapıldığına ve bunun sonucunda Alaş Özerk Devleti ilan edilmiş olduğuna değinen Sayın Büyükelçi, aradan neredeyse 70 yıl geçtikten sonra 16 Aralık 1986 tarihinde yine Kazak gençlerinin, Almatı’da Kazakistan halkının milli iradesini yok sayan Sovyet kararını protesto ettiğini; ve kanlı bir şekilde bastırılsa da bu olayın Kazak halkının özgürlük mücadelesinin simgesi haline gelmiş olduğunu bahsetti. Kaderin ilginç bir cilvesi olarak Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkıldığını ve 16 Aralık 1991 tarihinde Kazakistan’ın bağımsızlığını ilan etmiş olduğunu belirten Sayın Büyükelçi, bugün gelinen aşamada geriye dönüp bakıldığında 29 yıl zarfında Kazakistan’ın büyük başarılara imza attığını vurguladı. Kazakistan’ın kısa sürede devlet yapılanmasını tamamlamış, ülke içinde barış ve huzuru tesis edebilmiş olduğunu söyleyen Sayın Büyükelçi, Kazakistan’ın, çeşitli etnik grupların bir arada uyum içinde yaşadığı bir ülke haline geldiği, yani çeşitli etnik ve dini kimlikleri ile Kazakistan halkı aynı değerleri paylaşan bir ulus haline geldiğinin altını çizdi.
Türk Konseyi, Avrasya Ekonomik Birliği, Şangay İşbirliği Örgütü ve İslam İş Birliği Örgütü gibi birçok uluslararası saygın örgütlerde yer alan ve dönem başkanlığı yapan Kazakistan’ın 2017-2018 yıllarında da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Daimi Olmayan Üyesi olarak seçildiğini anlatan Sayın Büyükelçi, Kazakistan’ın nükleer silahı olan ancak tecrit edilmiş bir ülke olmayı değil; uluslararası kamuoyu ile barışık ve yabancı yatırımlara açık ekonomik olarak gelişmiş bir ülke olmayı tercih ettiğini belirtti. Başarılı ekonomik reformların sonucu olarak Kazakistan ekonomisinin hızlı bir şekilde gelişmeye başladığı 1993 yılında 23 milyar dolar olan ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının, 2019 yılında 180 milyar dolara ulaştığını ifade eden Sayın Büyükelçi, ülkenin 1991 yılından 2019 yılına kadar toplam 120 ülkeden yaklaşık 350 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım çektiğini de açıkladı. Bu süreçte özellikle Kazakistan ve Türkiye’nin, ortak tarih kültür ve manevi değerleri paylaşan kardeş ülkeler olarak her zaman birbirini desteklemiş olduğunu önemle vurgulayan Sayın Büyükelçi, Kazakistan’ın bağımsız olduktan sonra kardeş Türkiye’nin her türlü desteğini gördüğünü ve Kazakistan’ın da her zaman Türkiye’nin yanında olduğunu, bundan sonra da olmaya devam edeceğini ifade etti. Bu programın hazırlanmasında emeği ve katkısı olan herkese teşekkür ederek konuşmasın bitirdi.