Dr. Öğr. Üy. İlhan Sağsen’in moderatörlüğünde gerçekleşen, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Analiz Portalı’nın (UİAP) beşinci söyleşisine katılan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Vakur Sümer, Kazakistan üzerine yapılan çalışmalarda bölgede faaliyet gösteren enstitülerden birisi olarak Avrasya Araştırma Enstitüsü’nün faaliyetleri hakkında bilgi ve deneyimlerini paylaştı.
Doç. Dr. Vakur Sümer, Orta Asya bölge ülkelerinin dönüşümü ve çevre ülkelerine etkileri üzerine çeşitli bilgiler verdi. Doç. Dr. Vakur Sümer, Üniversite’nin misyon ve vizyonu doğrultusunda ve başta Kazakistan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin akademik çerçevede geliştirilmesine katkı sağlama amacıyla yürütülen çalışmalardan bahsetti. Genel itibariyle Avrasya coğrafyasını kapsayan, özelde ise Orta Asya ve Kazakistan üzerine ekonomi, finans, enerji, uluslararası ilişkiler, dil, tarih ve sosyal konularına ağırlık verildiğini dile getirdi. Üstelik bu çalışmaların İngilizce, Kazakça, Rusça ve Türkçe yayınlanarak çok daha kapsamlı bir okuyucu kitlesine ulaştığını belirtti. Enstitünün yayınladığı haftalık, aylık ve altı aylık dergi ve yayınlardan ve kitap serilerinden bahsetti.
Ayrıca, 3000 civarında mail adresine yayınların gönderildiğini dile getirdi. Bu yayınlara Enstitünün internet sitesi üzerinden ulaşılabileceğini de söyledi. Bilgiyi stratejiye dönüştürme amacıyla yapılan araştırmalarda karar vericilere politika oluşturmaya katkı sunma amacıyla bilgi dağarcığı oluşturulması ve ilgili alanlardaki literatüre katkıda bulunulması mantığı ile akademik faaliyetlerin hayata geçirildiğini ifade etti. Bölge üzerine yapılan çalışmaların çeşitli desteklerle teşvik edildiğini de belirtti. Bugüne kadar elde edilen başarılarla ilgili olrak önceki yönetim kadrosuna, enstitü çalışanlarının emeğine ve Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi yönetiminin sağladığı destek ve gayretlere teşekkürlerini bildirdi. Kurulan bu enstitü yapısının akademiye şu ana kadar sağlamakta olduğu katkının bir örnek teşkil edebileceğini belirterek Avrasya Araştırma Enstitüsü’nün deneyimlerini her zaman öğrenci kardeşlerimizle de paylaşmak istediğini dile getirdi.
Ülkedeki bir çok üniversite ile yakın ilişkiler kurulduğunu ifade ederek çeşitli etkinliklerin düzenlenmekte olduğunu bildirdi. Konuşmasının sonrasında bölgenin tarihi hakkında ilgi çekici bilgiler sundu. Bunlar arasında son 300 yıldır bölgenin değişen ölçülerde bir Rus etkisi altında kaldığını ve tarihsel açıdan bakılacak olursa 19. yüzyılda Rusya’nın ve İngiltere’nin büyük oyun adı altında bilinen bir jeo-stratejik güç mücadelesine bölgenin sahne olduğunu dile getirdi. Bu süreçte Rusya’nın Taşkent’i alarak ilk büyük başarısını elde ettiğini ifade etti. Sonrasında, 1800’lerin sonunda Fergana Vadisi ile Hazar Denizi’nin güney doğusundaki bir kısım toprakların da Rus hakimiyeti altına girmeye başladığını iletti. Mackinder’in Heartland teorisinin de altını çizerek Afrika, Avrupa, Asya kıtalarından oluşan dünya adasını kontrol etme fikri çerçevesinde Orta Asya’nın coğrafi önemini vurguladı. Orta Asya’nın tarihsel açıdan öneminin günümüzde de enerji, ulaşım ve çeşitli alanlarda Avrupa ve Asya arasında kilit bölge olması ile daha da arttığını dile getirdi. Sovyetler Birliği’nin bu bölgeye 1930’lardan itibaren tamamen hakim olduğunu ifade etti. Tarihsel olarak baktığımızda bölgede her daim Türk devletlerinin çeşitli dönemlerde kurulduğunu ve Sovyetler Birliği’nin de 1991’deki dağılış sürecinin ardından Kazakistan ve diğer bölge ülkelerinin de bağımsızlıklarına kavuştuklarını sözlerine ekledi.