Orta Asya bölgesi, Çin için askerî güvenlik, ekonomik gelişim ve jeopolitik çıkarları açısından çok önemlidir. Çin ile 3700 km uzunluğunda ortak sınıra sahip olan Orta Asya bölgesi, Çin için Batı’ya giden yol güzergâhı konumunda bulunarak, ülkenin enerji güvenliğinin sağlanması ve Çin mallarının önemli bir pazarı olması bakımından da büyük önem taşımaktadır. 1992’lerde Orta Asya’daki beş bağımsız devletle resmi diplomatik ilişkiler kuran Çin, bu zamana kadar Orta Asya ile ekonomik ilişkileri genişletmek için çaba harcamaktadır. Çin Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Orta Asya ve Çin arasındaki ticaret hacmi 1992 yılında sadece 460 milyon dolarken, 2012 yılında ise bu rakam 45.94 milyar dolar olarak, 1992 yıllı rakamın yaklaşık 100 katına ulaşmıştır. [1] Bu bağlamda Çin, Orta Asya’da Kazakistan ile Türkmenistan’ın en büyük, Özbekistan ve Kırgızistan’ın ikinci büyük, Tacikistan’ın ise üçüncü büyük ticaret ortağı haline gelmiştir.
Tablo 1: 2015 yılında Çin ve Orta Asya’nın Dış Ticareti (milyar dolar)
Ülke | Ticaret hacmi | İthalat
(Çin İhracatı) |
İhracat
(Çin İthalatı) |
2014’e Göre Artışı % | ||
Ticaret hacmi | İthalat | İhracat | ||||
Kazakistan[2] | 10.567 | 5.083 | 5.484 | – 38.4 | – 30.9 | – 44 |
Kırgızistan[3] | 1.065 | 1.0291 | 0.395 | – 14.7 | – 14.3 | 9.4 |
Türkmenistan
(2015 yılın 11 ayı)[4] |
7.882 | 0.773 | 7.109 | – 16.5 | – 10.9 | – 17.1 |
Özbekistan
(2015 yılın 11 ayı) [5] |
3.175 | 2.056 | 1.119 | – 17.1 | – 14.4 | – 21.6 |
Tacikistan
(2015 yılın 11 ayı) [6] |
1.687 | 1.642 | 0.045 | – 27.6 | – 27.6 | 2.6 |
Çin’in son dönemde ortaya attığı İpek Yolu Ekonomik Kuşağı projesiyle Çin ve Orta Asya ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkiler giderek artmaktadır. Çin, Orta Asya’da ileri attığı her adımını bölgede ekonomik işbirliğini geliştirmek ve bölgenin barış ve istikrarını sağlamak için olduğunun altını çizerek, “barışçıl bir yükseliş” göstermeye çalışmaktadır. Ama böyle olmasına rağmen, Çin’in Orta Asya’daki ülke imajının o kadar olumlu algılanmadığı söylenebilir. Bu durumun tarihsel, kültürel ve ekonomik nedenleri vardır.
Tarihsel açıdan, 1969 yılında başlamış ve farklı yollarla 1989 yılına kadar sürmüş olan Çin-Sovyetler Birliği anlaşmazlığı ve bundan dolayı ortaya çıkan sınır çatışmaları Çin’in Orta Asya’da olumsuz algılanmasının temelinde yatmaktadır. Aynı zamanda Çin’in 1990’lara kadar genel olarak dışa kapalı bulunması da, 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Orta Asya ülkeleri için, Çin’in ideolojik, dini ve kültürel farklılıklarıyla bölgede tanınmayan bir ülke konumunda olmasına neden olmuştur.
Kültürel açıdan bakıldığında, Çin ve Orta ülkeleri birbirine yakın değillerdir. Çin ve Orta Asya’nın paylaşılan kültürel yakınlıklarının olmamasının Çin’in Orta Asya’da artan etkisinin önündeki görünmeyen engeller olduğu söylenebilir. Nitekim Orta Asya ile coğrafi komşuluğun yanı sıra dini, kültürel ve etnik bağlantısı olan Doğu Türkistan’a yönelik Çin tarafından sıkıyönetim yürütülmesi de Orta Asya’da Çin hakkında olumsuz duygusal bileşenler yaratmıştır.
Ekonomik açıdan, son yıllarda bölgedeki Çin varlığının artması ve Çin’in yerel ekonomilere sızması Orta Asya ülkelerinde ekonomik, siyasi ve askeri açıdan tehdit olarak ta algılanmaktadır. Bu nedenle ortaya çıkan bölgesel korku ve güvensizlik duygusu, Batı kökenli “Çin tehdit teorisi” ile örtüşürken, Orta Asya ülkelerinde Çin’e karşı bir kaç defa gösteri yapılmasına da neden olmuştur. Örneğin, 2009, 2011 ve 2016 yıllarında Kazakistan’da Çin’e karşı gösteriler gerçekleştirilmiştir.[7] Ek olarak, 30 Ağustos 2016 tarihinde Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Çin Büyükelçiliği’ne terör saldırısı da yapılmıştır. [8] Nitekim Orta Asya pazarını dolduran ucuz Çin ürünlerinin kalitesizliği de Çin’in genel ülke imajının düşük düzeyde olmasına neden olmaktadır.
Çin, Orta Asya’da ekonomik etkinliğini güçlendirmenin yanı sıra ülkesinin bölgedeki yumuşak gücünü arttırarak ülke imajını düzeltmek çabasındadır. Bu doğrultuda Pekin yönetimi Orta Asya ülkeleriyle ikili ve çok taraflı kültürel ve bilimsel ilişkilerini genişletmek yolunda önemli adımlar atmıştır. 1990’lardan itibaren Çin, Orta Asya üzerinde gerekli stratejik önlemler alabilmesine yardımcı olan mekanizmaları kurmaya çalıştı. Günümüzde Çin’de özellikle Orta Asya hakkında araştırma yapan 39 araştırma enstitüsü ve merkezi vardır. Ayrıca 1990-2012 yılları arasında Çin’de Orta Asya konusunda 218 araştırma projesi gerçekleştirilmiş ve 7,001 araştırma yayınlanmıştır. [9] Bu araştırmaların belli bir düzeyde Çin’in Orta Asya politikasının bilimsel altyapısını oluşturduğu söylenebilir. Çin’in Orta Asya’daki ülke imajını kültürel açıdan iyileştirmek için yaptıkları aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) çerçevesindeki kültürel işbirliği
15 Haziran 2001 tarihinde kurulan Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), Çin’in Orta Asya politikasında bahsedilmesi gereken en önemli unsurdur. Çin, ŞİÖ çerçevesinde Orta Asya ülkeleriyle kültürel işbirliğini güçlendirmeye çalıştı. Bu kapsamda 2004 yılı Nisan ayında Çin’in öncülüğünde ŞİÖ Kültür Bakanları İlk Toplantısı yapıldı ve “ŞİÖ Kültür Bakanları Ortak Bildirisi” yayınlandı. ŞİÖ Kültür Bakanları Toplantısı şimdiye kadar 13 kere gerçekleştirilmiştir. 19 Ekim 2006 tarihinde ŞİÖ Eğitim Bakanları İlk Toplantısı Pekin’de düzenlendi ve “ŞİÖ Ülkeleri Eğitim Anlaşması” imzalandı. Bu zamana kadar 6 ŞİÖ Eğitim Bakanları Toplantısı yapılmıştır. [10] 16 Ağustos 2007 tarihinde ŞİÖ Üniversitesi kuruldu. [11] 2005 yılından itibaren Çin ŞİÖ ülkelerinden binlerce yetenekli gence burslar verdi. Son olarak 2012 yılında Pekin’de düzenlenen ŞİÖ Zirvesinde Çin, önümüzdeki 10 yıl içerisinde ŞİÖ ülkeleri için 30 bin kişiye Çin Hükümeti bursunun yanısıra özellikle 10 bin Konfüçyüs enstitüsü öğretmenleriyle öğrencilerine burs tahsis edeceğini açıklamıştır. [12]
Konfüçyüs Enstitüleri
Dünyanın çeşitli ülkelerinde kurulan Konfüçyüs Enstitüsü, Çin dili ve kültürünü dünyaya tanıtmak görevini taşımaktadır. Asya’nın 32 ülkesinde 110 Konfüçyüs Enstitüsü varken, Orta Asya’nın dört ülkesinde 11 Konfüçyüs Enstitüsü ve 17 Konfüçyüs sınıfı (17’si de Kırgızistan’da) bulunmaktadır. [13] Örnek olması açısından, 2013 yılında Orta Asya’nın dört ülkesindeki Konfüçyüs Enstitüsünün kayıtlı öğrenci sayısı toplam 22,270 olmuştur. Bunun içinde Kazakistan’da 1,914 öğrenci, Kırgızistan’da 15,121 öğrenci, Özbekistan’da 4,182 öğrenci ve Tacikistan’da 1,053 öğrenci Konfüçyüs Enstitüsüne kayıt olmuştur. Bu Konfüçyüs Enstitülerinde çalışan Çinli öğretmenlerin sayısı da artmaktadır. Örneğin, 2013 yılında Kazakistan’da 11, Kırgızistan’da 114, Özbekistan’da 38 ve Tacikistan’da 3 Çinli öğretmen Konfüçyüs Enstitüsünde çalışmıştır. [11]
Tablo 2: Orta Asya’daki Konfüçyüs Enstitüleri
Ülke | Konfüçyüs Enstitüleri | ||
Toplam | Enstitüler | Kuruluş | |
Kazakistan | 4 | L.N.Gumilyov Avrasya Ulusal Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü | 2007 |
Al-Farabi Kazak Ulusal Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü | 2009 | ||
K.Jubanov Aktöbe Eyalet Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü | 2011 | ||
Karaganda Eyalet Teknik Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü | 2011 | ||
Kırgızistan | 3 | Cusup Balasağın Kırgız Devlet Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü | 2007 |
Bişkek Sosyal Bilimler Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü | 2008 | ||
Oş Devlet Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü | 2013 | ||
Özbekistan | 2 | Taşkent Konfüçyüs Enstitüsü | 2005 |
Semerkant Devlet Yabancı Diller Enstitüsü Konfüçyüs Enstitüsü | 2014 | ||
Tacikistan | 2 | Tacik Devlet Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü | 2009 |
Konfüçyüs Enstitüsü | 2015 |
Orta Asya’daki Konfüçyüs Enstitüleri bulunduğu ülkede Çin dili ve kültürü eğitimi vermenin yanı sıra, ülkedeki dil seviye sınavları HSK (Yüksek Düzeyli Seviye Sınavı) ve YCT (Genç Kuşağa Hitap Eden Düşük Seviyeli Sınav) ve Çin dili köprüsü yarışması (Chinese Bridge) için destek sağlamaktadır. Aynı zamanda Çin ve Orta Asya arasındaki bilimsel ve kültürel işbirliğinin geliştirilmesi yolunda çaba göstererek, Çin’in Orta Asya’daki kültürel faaliyetlerinin organizasyonunda da büyük rol oynamaktadır. Örneğin, 17 Şubat 2012 tarihinde L.N.Gumilyov Avrasya Ulusal Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü Kazakistan’ın bağımsızlığının 20. yıl dönümü kutlamaları ve Çin-Kazakistan diplomatik ilişkilerin tesisinin 20. yıl dönümü kutlamaları kapsamında, Çince Sanat Oyunları ve Resim Sergisini düzenlemişti. 3 Ekim 2012 tarihinde Taşkent Konfüçyüs Enstitüsü Özbekistan’ın bağımsızlığının 20. yıl dönümü kutlamaları kapsamında, Çince Hat ve Resim Sergisini açmıştı. 2013 yılında Cusup Balasağın Kırgız Devlet Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü Kırgızistan Ulusal Kütüphanesi’nde Çin Kitap Sergisini düzenlemişti.[11] Son olarak 24-25 Haziran 2016 tarihinde Tacik Devlet Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsü Tacikistan’ın bağımsızlığının 25. yıl dönümü kutlamaları kapsamında, Uluslararası Çin Savaş Sanatları Festivalini gerçekleştirdi. [14]
Çin Kültür Merkezi
Çin, Orta Asya ülkelerinde Konfüçyüs Enstitülerini kurmasının yanı sıra, Çin Kültür merkezlerini de kurmaktadır. Örneğin, 22 Haziran 2004 tarihinde Kazakistan’daki Çin Büyükelçiliği Almatı’daki Kazakistan Ulusal Kütüphanesi’nde Çin Kültür Merkezi’ni kurdu. 18 Aralık 2012 tarihinde Bişkek’teki Kırgızistan Ulusal Kütüphanesi’nde Çin Eğitim ve Kültür Merkezi, 24 Ocak 2013 tarihinde Tacikistan Ulusal Kütüphanesi’nde Çin Salonu kuruldu. 31 Ocak 2013 tarihinde Özbekistan Ulusal Yabancı Diller Üniversitesi’nde Çin Dili ve Kültür Merkezi açılışı yapıldı. Orta Asya ülkelerinde kurulan bu Çin Kültür merkezleri bölgedeki Konfüçyüs Enstitüleriyle beraber geleneksel Çin kültürü ve tarihini tanıtmak için aktif bir şekilde çaba göstermektedir.[11]
Çin Kültür ve Filmleri Haftaları
Çin’in geleneksel medeniyet, sanat ve kültürünü Orta Asya halklarına tanıtarak, Çin-Orta Asya kültürel ilişkilerin geliştirilmesini sağlamaya çalışmaktadır. Bu bağlamda Çin kendi medeniyet, sanat ve kültürünü tanıtmak amacıyla Orta Asya ülkelerinde devamlı Çin Kültürü Haftası ve Çin Filmleri Haftası gibi etkinlikler de düzenlemektedir. Çin’in bu tür kültürel etkinlikleri özellikle bölgedeki Çin Büyükelçiliği veya Çin Konsolosluğu tarafından oluşturulmaktadır. Örneğin, ilk olarak 1992 yılında Türkmenistan’da “Çin Filmleri Haftası” adı altında film gösterimleri ve çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. [15] 23-29 Kasım 2013 tarihinde Tacikistan’daki Çin Büyükelçiliği Tacik Devlet Üniversitesi Konfüçyüs Enstitüsüyle birlikle Duşanbe’de Çin Filmleri Haftasını düzenledi. [16] 7-15 Eylül 2015 tarihinde Özbekistan’daki Çin Büyükelçiliği tarafından Taşkent ve Semerkant şehirlerinde Çin Filmleri Haftası düzenlendi. [17] 10-14 Eylül 2015 tarihinde Almatı’daki Çin Konsolosluğu Almatı şehrinde Çin Filmleri Haftası düzenledi. [18] En son 26-30 Ocak 2016 tarihinde Kırgızistan’daki Çin Büyükelçiliği Bişkek’te Çin Filmleri Haftasını gerçekleştirdi. [19]
Doğu Türkistan Sanatçılar Heyeti
Çin, Orta Asya ile kültürel işbirliğini arttırmak yolunda Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak adlandırılan Doğu Türkistan’ın özelliklerini de kullanmaktadır. Çünkü Çin’in genelde Avrasya ve özelde Orta Asya ile ekonomik ilişkilerinde önemli rol oynayan Doğu Türkistan, Orta Asya ile coğrafi komşuluğun yanı sıra dini, kültürel ve etnik bağlantısı nedeniyle de çok önemlidir. Doğu Türkistan’ın bu özelliklerini değerlendiren Çin hükümeti, Orta Asya’ya sürekli Doğu Türkistan Sanatçılar Heyetini göndererek, bölgedeki kültürel etkinliklerini çoğaltmaya çalışmaktadır. Bu çerçevede 24-31 Ekim 1997 tarihinde Doğu Türkistan Sanatçılar Heyeti Türkmenistan’da ziyarette bulundu. [20] 23-29 Haziran 2011 tarihinde 50 kişilik Doğu Türkistan Sanatçılar Heyeti Tacikistan’ı ziyaret etti. [21] 25 Eylül ve 3 Ekim arası 2011 tarihinde Doğu Türkistan Sanatçılar Heyeti Kırgızistan’a geldi. [22] 16-24 Aralık 2012 tarihinde Doğu Türkistan Sanatçılar Heyeti Kazakistan’da bulundu [23] ve 28 Aralık 2012 tarihinde Doğu Türkistan Sanatçılar Heyeti Özbekistan’da ziyaretini devam etti. [24] 21-29 Eylül 2014 tarihinde Doğu Türkistan’daki Sanci Hui Özerk İli’sinin Sanatçılar Heyeti Kazakistan’da ziyarette bulundu ve ülkedeki Hui azınlıklarıyla görüştü. [25]
Çin’in Doğu Türkistan Sanatçılar Heyeti, Orta Asya ülkelerinde yaptığı ziyaretleri sırasında özellikle Çin kültürünü ve Çin’deki Türk azınlıklarına ait kültürel değerlerini müzik ve dans eşliğinde sunarak, Çin ve Orta Asya arasındaki kültür bağlarını daha ileri seviyelere taşımaya katkıda bulunmaktadır.
Sonuç
Kısaca, son yıllarda Çin’in jeostratejik çıkarları açısından gündeme getirdiği “Bir Kuşak Bir Yol” stratejisinde Orta Asya bölgesi çok daha önemli bir yere gelmiştir. Orta Asya’nın İpek Yolu Ekonomik Kuşağı güzergâhında bulunması ve zengin enerji kaynaklarına sahip olması, yüksek ekonomik büyüme sürecinde enerji kaynaklarına talebi giderek artan ve üretim fazlası sorununu yaşanan Çin için aşırı önem taşımaktadır. Fakat genel ülke imajı açısından bölgedeki başka güçlere, özellikle Rusya’ya göre daha düşük bir seviyeye sahip olan Çin, bölge ülkeleriyle aradaki diplomatik ve kültürel ilişkileri başta olmak üzere, kültürel olarak kendini tanıtmak ve bölgedeki yumuşak gücünü arttırmaya çalışmaktadır. Çin’in ülke imajının Orta Asya’da tarihsel, kültürel ve ekonomik nedenleriyle olumsuz algılanmasına paralel olarak, son dönemde Çin’in bölgedeki ekonomik varlığının artması, Orta Asya’ya gelen Çinlilerin çoğalması ve Çin hükümetinin bölgede arazi kiralama talebinde bulunması da Çin imajını olumsuz etkilemektedir. Bu yüzden Çin’in bölgedeki ülke imajını düzeltmek amacıyla kültürel açıdan gösterdiği çabalarının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı söylenebilir. Ayrıca, Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” stratejisi de kendini barışçıl bir güç olarak değerlendirerek, yumuşak gücünü arttırma hedefine hizmet edeceği söylenebilir.
Kaynaklar:
Note: The views expressed in this blog are the author’s own and do not necessarily reflect the Institute’s editorial policy.
Ömirbek Hanayi Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır. 2009 yılında Çin’in Minzu Üniversitesi Kazak dili ve edebiyatı Fakültesini tamamlamıştır. 2008-2009 yılları arası Justus Liebig Giessen Üniversitesin’in Türkoloji Bölümüne değişim öğrencisi olarak katılmıştır. 2010 yılında Justus Liebig Giessen Üniversitesin’in Türkoloji Bölümüne giren Ömirbek Hanayi 2010-2012 yılları arası “Kasachisch im postsowjetischen Kasachstan” adlı proje üzerinde çalışmıştır.