Türkistan’ın eyalet merkezi olması, bölgedeki ekonomik, kültürel ve demografik yapıdaki değişimleri de tetiklemiştir. Bu süreç, Kazakistan’ın güney bölgesindeki etno-demografik süreçlerin yönünü ve dönüşümünü etkilemektedir. Günümüz Türkistan eyaletindeki demografik durum, 20. yüzyılın başından beri çeşitli dinamikler sergilemiştir. Genel olarak bölgedeki nüfus son yüzyıl boyunca artış eğiliminde olmuştur. Bu eğilim, eyalet halkının geleneksel yaşam tarzı, yerleşim sistemi, iklim koşulları, göç süreçleri ve sosyo-ekonomik durumundan kaynaklanmaktadır. Bu süreçlerin tarihsel açıdan incelenebilmesi için farklı dönemlere ait bazı nüfus sayım sonuçlarının analiz edilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.
1926 nüfus sayımına göre, Sırdarya ilinde toplam 1,157,188 kişi yaşamıştır. Bunların arasında Kazaklar 876,184; Ruslar 82,392; Almanlar 4,447; Ukraynalılar 43,241; Özbekler 124,650; Tatarlar 7,629; Beyaz Ruslar 1,951; Uygurlar 60; Azeriler 12 ve Koreliler 11 kişi olarak yer almıştır [SSCB Nüfus Sayımı, 1928]. 1939’daki nüfus sayımına baktığımızda ise, Güney Kazakistan eyaletinde toplamda 745,542 kişi yaşamıştır. Bunların içinde Kazakların %46,9’la 349,489 kişi, Rusların oranı %22,8’le 169,805 kişi olmuştur. Diğer etnik gruplar arasında Almanlar 6,089; Ukraynalılar 57,519; Özbekler 100,770; Tatarlar 13,507; Belaruslar 3,284; Uygurlar 382; Azeriler 4,832; Koreliler 6,041 yer almaktadır [Kazakistan Nüfusu, 2009]. 1926-1939 dönemi için sayım verilerindeki değişikliklerde bir dizi faktörün dikkate alınması gerekmektedir. 1928’de Sırdarya ilinin idari bölümlerindeki değişiklikler bu süreçte etkili olmuştur. Ayrıca, 1937’de Kuzey Kafkasya’dan göç eden Müslüman halklar, bölgedeki etno-demografik yapıyı etkilemiştir. 1959 nüfus sayımı sonuçlarında Çimkent eyaletinin etno-demografik göstergelerinde de farklılıklar gözlemlenmiştir. Örneğin, toplam nüfusu 906,696 kişi olan eyaletin etnik yapısında Kazaklar 398,193; Ruslar 207,426; Almanlar 28,320; Ukraynalılar 40,344; Özbekler 116,159; Tatarlar 25,250; Beyaz Ruslar 2,873; Azeriler 11,510 kişi olmuştur [İstatistiksel Rapor, 1991]. Nüfus sayımında Azerilerin sayısındaki keskin artışın 1944’deki sürgünden kaynaklandığı belirtilmelidir. Bu dönemde Azeriler ile birlikte Ahıska Türkleri, Karaçaylar, Balkarlar ve diğer Türk halkları da bölgeye sürgün edilmiştir. Sonuç olarak, bölgedeki Türk halklarının sayısı ve nüfus içerisindeki oranı artmaya başlamıştır.
1970’de ise Çimkent eyaletinin toplam nüfusu 1,284,859 kişiye ulaşmıştır. Bunların %47,1’ini Kazaklar, %22’sini ise Ruslar oluşturmaktaydı. Eyalet nüfusuna Slav ve Türk halkları olarak bakacak olursak, Türk halklarının bölgedeki payı %65,1 iken Slav halkların payı %25,2 olmuştur. 1970 nüfus sayımından itibaren nüfusun etno-demografik eğilimlerinde farklılıklar sergilenmeye başlamıştır. Örneğin, 1979 nüfus sayımında Kazakların oranı %51’e (1970’de %47,1) ve Özbeklerin oranı %14.5’e (1970’de %13,7) ulaşmıştır. Rusların oranı ise %19.2’e düşerek 1970 sonuçlarına göre %3 oranında azalmıştır. Ukraynalı ve Beyaz Rus nüfusunda da benzer azalmalar gözlemlenmiştir [SSCB nüfusunun sayısı ve yapısı, 1984].
Bağımsızlığın ilanından sonraki ilk yıllarda yaşanan sosyal ve ekonomik istikrarsızlıklar, eyaletten göç oranlarında artış yaşanmasına neden olmuştur. Bu noktada Türkistan sakinlerinin çoğu iş arama nedeniyle dönemin başkenti olan Almatı’ya göç etmeye başladı. Onların bir çoğunun temelli olarak da Almatı’ya yerleştiklerini ifade edebiliriz. Buna ek olarak eğitim hayatlarını devam ettirmek için Almatı’ya gelip mezun olduktan sonra çalışmaya başlayanların arasında da Almatı’ya yerleşenlerde bulunmaktadır. Böylece ülkenin güneyindeki insanlar, Almatı şehrine yoğun olarak ikamet etmeye başlamıştır. Bu göç hareketleri, Almatı’nın sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan gelişiminde önemli rol oynamıştır. Örneğin, uzun süredir ticaretle uğraşan güney bölgesi sakinleri, piyasa ekonomisine geçiş sırasında Almatı’daki küçük girişimlerin ve aile şirketlerinin kurucuları haline geldiler. Genel itibariyle baktığımızda 1990’lı yıllardan bu yana Türkistan eyaleti ülkenin çeşitli bölgelerinin demografik yapısına olumlu katkılar sağlamıştır. Bunların arasında özellikle başkentin Akmola eyaletine taşınması genel olarak “güneylilerin” ülkenin kuzeyine göç etme eğilimin hızlandırdı. Bu göç akını güney nüfusunun kuzeye göç etme eğiliminin ana aşamasını oluşturmuştur.
Türkistan eyaletinin nüfusundaki düzenli artış eyaletten göç etme eğiliminin sürekliliğini destekler nitelikte gelişmiştir. İlk göç akını öncelikle güneydoğu güzergahından Almatı’ya doğru yönelmiş olup Astana’nın başkent olmasıyla bu göçün rotası, kuzeye çevrilmiştir. Ülkenin kuzeyine gerçekleştirilen göçlerin içerisinde Kostanay, Petropavl ve Pavlodar şehirleri de yer almaktadır. Türkistan’ın eyalet merkezi olması ile birlikte göç eğiliminde önemli bir değişiklik yaşanarak eyalete özellikle Çimkent, Taraz, Almatı ve Kızılorda gibi güneyde yer alan diğer bölgelerden göç ederek yerleşenlerin olduğu gözlemlenmektedir. Türkistan eyaleti sakinlerinin göç sürecini etkileyen faktörlerin başında bölgenin değişmeye başlayan sosyo-ekonomik durumu gelmektedir. Bu konuda eyalet merkezinin planlı bir şekilde büyümesinin ve iş imkanlarının artmasının önemli katkılar sağladığını belirtmek gerekir.
Bu göç hareketliliği, doğal olarak eyaletin etno-demografik yapısında çeşitli değişimlere neden olmuştur. Örneğin 1999-2009 nüfus sayımlarından da görüldüğü üzere özellikle Slav etnik gruplarının sayısında bir azalma söz konusudur [Sayım Sonuçları, 2011]. Bunun nedenleri arasında ise bağımsızlığın ilk yıllarında eyalette bulunan madencilik sektöründeki üretim tesislerinin faaliyetlerinin azalması gösterilebilir. Bu, bölgedeki bazı küçük kasabalardaki üretim tesislerinin geleceğine dair beklentileri olumsuz yönde etkilemiş olup çoğunluğunu Ruslar, Ukraynalılar, Beyaz Ruslar, Almanlar ve Yunanlar’ın oluşturduğu bölge sakinlerinin de başka yerlere göç etmelerine neden olmuştur.
Günümüzde Türkistan eyaletinde birçok etnik grup yaşamaktadır. Onların içinde sayısı 24’ü bulan Türk halkı da yer almaktadır. 2019’da Türkistan eyaletinin toplam nüfusu 1,983,967 kişidir. Bunların etno-demografik yapısını ele aldığımızda Kazaklar 1,508,219; Özbekler 336,645; Ruslar 35,523; Azeriler 18,539; Tacikler 36,831; Tatarlar 7,892; Türkler 16,438; Ukraynalılar 904 ve Almanlar 1,296 kişidir [Stat.gov.kz, 2019]. 2020’nin ilk döneminde paylaşılan bilgilere göre Türkistan eyaletinde toplam nüfus, 2,016,037 kişiye ulaşmıştır. Aynı şekilde etno-demografik yapısı incelendiğinde Kazaklar 1,531,716; Özbekler 344,937; Ruslar 34.968; Azeriler – 18.707; Tacikler – 37.640; Tatarlar – 7.817; Türkler – 16.638; Ukraynalılar 785 ve Almanlar 1.275 kişidir [Stat.gov.kz, 2020]. Verilen bu rakamları karşılaştırdığımızda Kazaklar, Özbekler ve Azerilerin sayısında bir artış yaşandığı fark edilirken diğer Rus, Ukraynalı ve Almanların sayısında ise bir azalış söz konusudur.
Türkistan eyaletinde etnik grupların yerleşim alanlarında da her bölgede kendine özgü bir tablo görülebilmektedir. Özbekler ve Tacikler Sairam, Tolebi, Maktaaral ilçesi, Kentau şehirlerinde yoğu olarak ikamet ederken Türkler ve Azeriler ise genelde Jetisay, Sairam ve Sarıagaş’a yerleşmişlerdir. Eyaletin Otrar, Suzak ve Şardara ilçelerinde ise nüfusun neredeyse tamamına yakınının Kazaklar’dan oluşması dikkat çekicidir. Otrar’da yaşayan 54,038 kişinin 53,861’i Kazak’tır, Şardara ise 78,832 kişinin 76,135’i Kazak’tır [Stat.gov.kz, 2020].
Özetle, Türkistan eyaletinin nüfusu 20. yüzyılın başından beri düzenli olarak artmakta olup bölgede yaşayanların etnik yapısında da çeşitli değişiklikler meydana gelmiştir. Bu noktada idari ve coğrafi değişimler nüfusun göstergelerini de etkilemiştir. Son istatistiki bilgiler, bölgedeki Türkçe konuşan halkların sayısının artmakta olduğunu bizlere göstermektedir. Buna ek olarak çeşitli etnik grupların farklı ekonomik yönelimler doğrultusunda farklı eğilimlere sahip olduğu söylenebilir. Buna bağlı olarak da etnik grupların yerleşim kararlarının da nasıl oluştuğunu görebilmekteyiz. Son olarak Türkistan’ın göç alan bir bölge olarak geliştiği dönemde yeni sosyal değişimlerin de gelecekte farklı etno-demografik değişikliklere yol açabileceğini belirtebiliriz.
Kaynaklar:
İstatistiksel Raporlar (1991). Tüm Sovyetler Birliği’nde 1939, 1959, 1970, 1979, 1989’daki Nüfus Sayımlarının Seçilmiş Göstergelerinin İstatistiksel Koleksiyonu s. 7-70.
Kazakistan Nüfus Sayımı (2009). Kazakistan’ın Sovyetler Birliği İçerisindeki 1939 Nüfus Sayımı. Cilt: 1 s. 134, Almatı, Arıs Yayınevi.
Sayım Sonuçları (2011). Güney Kazakistan bölgesi. Kazakistan Cumhuriyeti 2009 Ulusal Sayımı Sonuçları. Cilt: 2 s. 150. İstatistiksel Özet, Astana.
Stat.gov.kz (2019). 2019’un İlk Dönemindeki Bireysel Etnik Gruplara Göre Türkistan Bölgesinin Nüfusu. Alınan yer: https://stat.gov.kz/official/industry/61/statistic/7. Erişim tarihi: 28.04.2020.
Stat.gov.kz (2020). 2020’nin İlk Dönemindeki Bireysel Etnik Gruplara Göre Türkistan Bölgesinin Nüfusu. Alınan yer: https://stat.gov.kz/official/industry/61/statistic/5. Erişim tarihi: 28.04.2020.
Sovyetler Birliği Nüfus Sayımı (1984). Sovyetler Birliği’nin 1979 yılı Nüfus Büyüklüğü ve Yapısı, s. 116-124.
Tüm Sovyetler Birliği Nüfus Sayımı (1928). Kazak ÖSSC’de 1926 Nüfüs Sayımı, s. 15–46; 126–153.
Not: Bu blogda ifade edilen görüşler yazarın kendi görüşleri olup Enstitü’nün yayın politikasını yansıtmamaktadır.
Daulet Jaylıbayev, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Avrasya Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olarak görev yapmaktadır. 2009 yılında Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi Tarih Fakültesinden lisans derecesini almıştır. Yüksek lisans eğitimini ise 2013 yılında Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi Etnoloji Fakültesinde sunduğu “Kazakistan’daki Azerbaycanlar: Etno-kültürel Süreçler” konulu yüksek lisans teziyle tamamlamıştır.